HİÇ DÜŞÜNMEZKEN:2
HİÇ DÜŞÜNMEZKEN:2
BÖLÜM :2
Lazerli ışınlar içinde saydırıyordum.Ben de burayı İslam ülkesi zannetmiştim yazıklar olsun bana burası olsa olsa anca ,bir insana bile yardım
etmekten aciz insanların ülkesi ,olabilirmiş de haberim olmamış… Dua etmeye başladım. Allah’ım ben ne tür bir hata işledim de sen beni , nasıl bir yer
olduğunu dahi bilmediğim, bir yerde beni sınıyorsun .Bana yardım et buradan
beni hayra ulaştır …. Amin . Duayı bitirdikten sonra aklıma hemen
"Ve insana bir darlık ( musibet,sıkıntı) isabet ettiği zaman,yatarken,otururken veya ayaktayken bize dua etti(eder). Fakat onun sıkıntısını ondan giderdiğimiz zaman ona isabet eden darlıkta bize dua etmemiş gibi döndü(döner).İşte böylece müsriflere yapmış, oldukları şeyler süslendi" YUNUS SURESİ 12
Ayeti geldi aklıma ve
bir kez daha duaya durdum: RAB’BİM seni hep sıkıntı halinde hatırladığım için
ne olursun beni affet … amin . pişmanlık içinde
düşünürken daha önce sokakta gördüğüm robotlardan geldi yanıma. Beni
ışınların içinden çıkarıp bir uzay mekiğine bindirdiler.
Zannımca hapishane gibi bir yere getirilmiştim ama
oldukça şık ve lüks bir yerdi.Beni bir odanın içine koydular ama oda dediğime bakmayın neredeyse kendi
evimin üç katı kadar bir yer .Burayı gördükten sonra acaba bu robotların
suçluları cezalandırma şeklimi farklı diye kendime sormaktan kendimi alamadım.Oda
da aklınıza gelebilecek her şey vardı
.Özellikle çok fazla teknolojik eşya vardı.Sanal gerçeklik kabini , playstation
(plesteyşın),kaç ekran olduğunu dahi çözemediğim televizyon ve adını dahi bile bilmediğim binlerce şey .Nereyse
bütün günümü bunlarla oynamakla geçiriyordum bunun yanında günde üç öğün ve ekstra atıştırmalık olan o
enfes yemekleri de unutmamak lazım .Bir
iki hafta bu şekilde geçirdikten sonra bir
şeyler aklıma dank etti . Ben neden burada olduğumu unutmuş
yada unutturulmuştum . Artık bu
süslü eşyalarla oynamayı bırakıp düşünmeye başladım.En önemli soru ‘BEN NEREDEYDİM’….
Saatlerce düşünüyordum ve bu sorular
beynimi kemirmeye başlamıştı artık . Olanca hızımla dışarı çıkmak istedim hemen kapıya koştum ki heyhat giriş var çıkış
yoktu bir çıkış yolu bulmalıydım . Aklıma
bir fikir geldi yemek servisi sırasında
kaçmalıydım buradan.
Peki ama nasıl . Sabırla yemek servisinin gelmesini bekledim .
Ve işte o an yemek servisi gelmişti ama ben yemek
tabaklarını robot gelmeden odanın en
uzak bölümüne koymuştum ki o
tabakları almaya giderken ben de kapıdan kaça bileyim. Robotlar yemek servisi
sırasında kapıyı açık bırakıyorlardı. Bu açıkçası onlar için bir sorun değildi
çünkü insanlar ,robotların odalarına koyduğu, o süslü oyuncakları oynarken robotların gelip gittiğinden bile
habersizlerdi.Artık kaçmayı başarmıştım .İşte sokaktaydım aklımda ki soruların
cevabını bulabilecektim.Saatlerce sokaklarda dolaştım ama ne nerede olduğuma dair bir ipucu
bulabilmiştim nede bir insan .İyice ümitsizliğe kapılmış ve saatlerce
yürümekten dolayı ayaklarım şişmişti .Bunun üzerine yağmur yağmaya başladı. Bütün gücüm tükenmişti
artık. Odaya da tekrar dönemezdim.Bir süre sonra yağmur ve yorgunluğun
etkisiyle kendimden geçip sokağın
ortasına bayılmışım…
Gözlerimi açtığım da yaşlı bir ihtiyarın gözleriyle buluştu
gözlerim. Uzun bir süre sonra bir insanla karşılaşmış olmanın mutluluğla birden
doğruldum ve karşımdaki ihtiyara sorular sormaya başladım. Burası neresi ,siz
kimsiniz, ben neden buradayım. İhtiyar sessizce yüzüme bakmaya başlayınca
sokaktaki insana benzeyen robotlar gibi sorularıma
cevap vermeyecek diye çok korkuyordum.Yine hayal kırıklığı ihtiyar sessizce biraz bekledikten sonra
odayı terk etmişti.Ertesi gün ihtiyar elinde tabakla çıkıp geldi - al karnını doyur dedi bunun üzerine ise ben
– burada bulunduğum süre zarfında yeterince karnım doydu
.Ben senden yemek değil nerede olduğuma dair bilgi istiyorum dedim.Tekrardan Uzun
bir sessizliğin ardından ihtiyar mırıldanmaya başlamıştı.
En baştan itibaren sana her şeyi anlatacağım genç.
DEVAM
EDECEK…
BİR KALEM BİR DÜNYA
Yorumlar
Yorum Gönder