HAYIR DEMEK

KALEM BİR DÜNYA



Penceremin perdelerini duvara doğru itip, camları açtım biraz da olsa dışarıdan ses gelir, yalnızlığıma bir ses olur diye. 

Ne yazık ki; dışarıdaki ses beynimden yükselen yüksek frekanslı  sesin önüne geçemeyip ilerleyen zamanlarda  cılızlığından dolayı yok  olup gitti. 

Hayatımdaki tüm şeyler gibi ... 

Mutfağa geçip  kek çırpmaya  başladım, keki fırına  sürüp çiçek desenli çaydanlığa su doldurup kısık ateşteki ocağa koydum , bu sırada  YouTube da bir yorumla karşılaştım.

 “Hayır  demeyi öğrendiğimden beri yalnızım “ 


 Bir anlığına sarsılma sebebim oldu bu cümle o kadar çok haklıydı ki, içimin derinliklerine işledi ve beni sınırları olmayan ıssız bir  çölün ortasına koydu ve  bütün yalnızlığıma  rağmen terk edip gitti. 


Selametle...

Yorumlar

  1. Öncelikle merhabalar,

    “Hayır” diyebilmek ve “sınırlarımızı koruyabilmek” şu dünyada yaşamımızı kolaylaştıran ve verimliliğimizi artıran iki önemli beceri. Ancak bu durum bazen zorlaşabiliyor ve bizi hiç de istemediğimiz sonuçlara götürebiliyor. Hem günlük hayatta hem de sosyal medyada etki altında bırakılıyoruz. Elalem ne der diye düşünebiliyor, başkaları üzülmesin diye kendimizi üzüyor, kendimizden taviz veriyoruz. Aman ağzımızın tadı bozulmasın, darılmaca gücenmece olmasın diyerek aslında kişiliğimizi zedeleyen pek çok duruma göz yumabiliyoruz. Bu da beraberinde ruhsal yorgunluğu getiriyor. Bu konuyla ilgili Reşat Nuri Güntekin’in şu sözünü çok severim:

    ''Biz, hayır demeyi, işim var demeyi, olmaz demeyi beceremeyen insanlarız. Yorgunluğumuz bitmez bizim.''

    ‘’Hayır’’ diyebilmek üzerine naçizane notlarımı okumanız için ben de sizinle paylaşmak isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/hayir-diyebilmek/

    Sevgilerimle,
    sağlıkla kalın.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar