SİL BAŞTAN
SİL BAŞTAN
HİKAYE_BÖLÜM :1
Yıllar önce olan, hala aklıma geldikçe zihnimi darmaduman eden o anıları benden teker teker anlatmamı istediler. İstediler ama bir şeyi gözlerinden kaçırmışlardı o zamanları kelimelerle ifade ettikçe o cümleler kalbimi parçalayıp delecekti. Çok uzun bir sure anlatmakla anlatmamak arasında kararsız kaldım ve saatlerce düşünmeye başladım .Bir an içimden bir ses tüm acılara rağmen bunu yapmalısın dedi ve elimin telefona gitmesiyle
_teklifinizi kabul ediyorum , yarın sizi evimde bekliyorum
demem bir oldu .
Ertesi gün kuşluk vakti kapım çalındı. Kapıyı açtığımda hikayemi merakla dinlemek için gelmiş gözlerinden ışık parlayan dört tane genç kız duruyordu karşımda. Onları içeriye buyur ettikten sonra ben meşe ağacından yapılmış o büyük kitaplığın köşesinde bulunan tekli koltukta otururken dört genç kızda papatyaların olduğu bahçeye bakan pencerenin yanındaki dörtlü koltukta oturuyorlardı. Tanışma faslına geçmiştik bana İstanbul üniversitesinde okuduklarını , çıkardıkları Mücadele dergisinde bu ay ki konuklarının ben olmamı istediklerini anlattılar ve devamında eğer hocalarının yazdıkları makalenin konusunu beğenirse bu hikayeyi kitaba dönüştürmek için bütün maddi manevi desteği vereceğini söylediğini bildirdiler.Daha sonra içlerinden esmer tenli biraz haşin bakışlı olan kız istediklerinin maddiyat olmadığı anlatmak istercesine , Hale Hanim bizim asıl istediğimiz sizin hayat hikayenizi milyonlara ulaştırmak ve bizim gibi daha yolun çok başında olan genç kızların hayatını bir nebze de olsa ışık olmak dedi.
Sanki bu kelime kalbime dokunmuştu. Ve anlatmam gerektiğine gerçekten inandım. Biraz duraksayıp bir kaç yudum çayımdan içtikten sonra, sessizce Allah'ım sen bizi utandırma deyip başladım.
Sanki her şeyin başladığı o anlardı . Ailemi gözümün görmediği ;aklımın , kalbimin etkisinde olup boş bir hayalin peşinden koşmaya kesin karar verdiğim o aksam .
Bütün gücümle babama bağırıyordum ' artık yetişkin biri olduğumu her istediğini yaptırdığı dünkü çocuk olmadığımı tekrarlıyordum.
Annem olacakları anladığından olsa gerek her cümlesinde tamam kızım sakinleş yavrum diyordu. Ben ise isteseniz de istemeseniz de ben o adamla evleneceğim diye bağırmaya devam ediyordum ben devam ettikçe babamda benden hiç geri kalmadan bana kızmaya devam ediyordu .Bağrışmaların ardından saatler geçmiş ben ve babam biraz da olsa sakinleşmiştik , kimsenin dudakları kıpırdamıyordu , sürekli gıcırdayan kapı bile bugün yerini sukuta teslim etmişti . Bu sessizliği bozacak olan yine ben olacaktım tüm cesaretimi topladım ve baba dedim , son kez de olsa merhamet bekler gibi .Sesime karşılık yanıt yoktu ,duvara toslayan ses dalgalarımı gördükçe ,beslediğim son merhamet beklentimi de toprağa gömmeye karar vermiştim artık.
Ağlamaklı olan sesimi düzeltip konuşmaya başladım ' yarın nikahım var , ben evleniyorum buraya bunları söylemek için gelmiştim ama biraz zor oldu . Eğer kızınıza karşı biraz sevgi besliyorsanız gelirsiniz nikaha ama sevgi yerine gururunuz ağır basarsa bu son görüşmemiz olur .
dedim ve kapının kulpuna son dokunuşum oldu akşam.
dedim ve kapının kulpuna son dokunuşum oldu akşam.
Özenle beslenip büyütülen bir çiçek daha kopartılmıştı topraktan , solmak üzere atılmıştı sokaklara .Şimdi tüm bu olanların tek sorumlusu kim ; tüm asiliğime ve yanlış adamı seçmiş olan ben miydim yoksa sevgisini göstermekten her zaman kaçan babam miydi. Babam sevgisini göstermemiş olabilirdi ben illa o sevgiyi sokakta mi aramalıydım. Evlendikten bir kaç ay sonra beynimi en çok kemiren sorulardan biri olmuştur bu soru . Şimdi neredeyse her gittiğim seminerde söylüyorum babalara , kızınızı sevin kucaklayıp öpün onu sevginize aç bırakmayın diye .
Nikahımız kıyılmış biz Toprak'la evlenmiştik .Nikahtan bir kaç saat sonra telefon geldi annemden
.Sürekli ağlıyor ve telefonda ne dediği belli olmuyordu kız kardeşim aldı telefonu eline ve nefret kusarcasına ' senin yüzünden babam kalp krizi geçirdi , hastaneye kaldırdık .Şimdi mutlu musun ha söyle sene , o her şeyi feda ettiğin adamla mutlu musun söyle sene
Gözlerimden boncuk boncuk yaşlar boşalıyordu ,yutkunmakta güçlük çekiyordum bu kadar sözün arkasına sadece hangi hastane desiniz diyebildim .
Hastaneye geldiğimizde annem yere otura kalmış bir şekilde kafasını ellerinin arasına saklamış ağlıyordu. Bir kaç dakika sonra doktor çıktı hasta odasından , gözlerini kaçırır ne diyeceğini bilemeyen ifadesi ile bir kaç dakika sessiz kaldı ve sonrasında hepimizin hayatına malolacak o cümlenin kelimelerini döktü ağzından
-Hastayı kaybettik...
Bölüm 1 SON Devam Edecek...
Yorumlar
Yorum Gönder